25 Aralık 2008 Perşembe

-MYSPACE TÜRKİYE-



DÜNYANIN BİR NUMARALI SOSYAL AĞI ARTIK TÜRKİYE’DE!
Artık teknoloji başka bir yere kaydı. Sırasıyla; “ev telefonun kaç?”, “cep telefonun kaç?”, “icq’un?”, “msn’in?”, “mail’in?” şeklinde ilerleyen sorularımız “MySpace’in var mı?”, “Facebook’un var mı?”ya bıraktı. Ve bunlar gibi birçok site, örneğin Hi5, Netlog gibi sosyal iletişim ağları da türkçeleşerek hayatımızdaki yerlerini aldı. Son bomba ise dünyanın bir numaralı sosyal iletişim ağı olan MySpace! MySpace türkçeleşmekle kalmadı Türkiye’de bir de ofis açtı. Bendeniz de hem bir MySpace çalışanı hem de 5 yıllık bir MySpace kullanıcısı olarak sizlere kısa bir MySpace turu atıracağım :)
MySpace NEDİR? KİMLER KULLANIR?
Her sosyal ağ farklı konumlanmıştır. Ve aynı zamanda da farklı yaş gruplarına hitap eder. Kimileri çöpçatanlık sitesi olmaktan ileriye gidemezken, kimileri de sadece bir cep telefonu fonksiyonu görür. MySpace ise öncelikli olarak müzik ile insanların akıllarında yer edinmiş bir sosyal ağ. Yaş grubu olarak da 18 – 35 yaş aralığı diyebiliriz. Tabii bu demek değil ki bunun altı ya da üstü yok, olmaz ve olamaz. Ama genel ortalamanın durumu budur. Fox Interactive Media Inc.’nin ve News Corporation’ın bir parçası olan MySpace, insanların arkadaşlarıyla iletişim kurması ve popüler kültürü keşfetmesini sağlayan ilk sosyal ağ olma özelliğini taşıyor. Temmuz ayından beri Beta olarak yayında olan Myspace Türkiye ise bugün 700.000 kayıtlı kullanıcıya sahip ve her ay 1.5 milyon tekil kullanıcı tarafından ziyaret ediliyor.
Aynı zamanda müzik endüstrisinin de önemli bir kaynağı olan MySpace Türkiye’de , bugün 50.000’in üzerinde Türk müzisyen ve grup bulunmakta. MySpace Türkiye; MySpace’in 31. local sitesidir. Dünya çapında 120 milyonun üzerinde aktif kullanıcısı olan bu local siteler arasında A.B.D, Brezilya, Kanada, Latin Amerika, Meksika, Avusturya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, İrlanda, Hollanda, Norveç, Portekiz, İspanya, İsveç, İsviçre, Avusturalya, Hindistan, Japonya ve Yeni Zellanda gibi 30 ülke bulunmaktadır.
Peki, neredeyse 6 aydır Türkçe olarak ulaşabildiğimiz bu sitede neler değişti? Öncelikli olarak müzik ve video sayfaları Türkçe sanatçı tabanlı olmaya başladı. Bu tabii ki öncelikli olarak müzisyenler adına iyi bir şans oldu. Ama kullanıcı için çok daha iyi oldu. Çünkü; önceden müzik ana sayfasında yabancı sanatçıları görürken şimdi güncel haberlerle, sadece MySpace özel klip ve albümlerle herkesten önce MySpace kullanıcıları buluşuyor. Elbette ki daha önceden de MySpace üzerinden yapılan bu çalışmalar mevcuttu ama kaçımızın bu kadar rahat haberi oluyordu? Bunun yanı sıra videolar için de aynı mevzu geçerli elbet. MySpace Türkiye’nin desteklediği etkinlikleri de unutmamak lazım tabii ki. Yaz aylarında Electornica, Global Gathering ve Masstival ile başlayan bu çalışmalar Lenny Kravitz, Björk gibi büyük konserlerle de devam etti… Herşey bir tarafa en önemli şeylerden biri de artık çok sık kullanılan bu sosyal ağa kendi dilimizde ulaşma şansını elde etmiş bulunmaktayız. Bir yandan arkadaşlarımızla sürekli iletişim halindeyken bir yandan da yeni yeni dostlar ediniyoruz bu site sayesinde.
CANIM OFİS, GÜZEL OFİS
MySpace’in Türkiye ofisi Fox International Channels Turkey’nin bünyesinde, Beşiktaş’ta yer alıyor. Herkes MySpace’in ofisi diyince “Woow böyle kocaman ofistir şimdi sizin ki! Amma ballısınız be!” tepkileriyle yaklaşıyor ancak yanılıyorlar, hiç de öyle değil. Gayet minik bir ofiste 5 kişi olarak hep beraber MySpace Türkiye ve MySpace’in Türk kullanıcıları ile ilgileniyor ve onlar için çalışıyoruz. Peki kim bu 5 kişi? Bir işkolik ve müdürümüz de sayılan Pazarlama Müdürü Aylin Şavkan, bir diğer işkolik ve “Müzik” ile “Video” sayfalarıyla ilgilenen İçerik Müdürü Kaan Volkan, siteyi evirip çeviren ve belki de hepimizden de çok çalışan Volkan Çağsal, MySpace Türkiye kullanıcılarının derdine derman olmaya çalışan ve benim gibi bunların yanı sıra bir sürü iş daha yapan Elif Sohtorik ve MySpace Türkiye ana sayfasını düzenleyen bendeniz İpek Atcan.
MySpace’DE BİR GÜN
Bütün gün MySpace’de neler yapılıyor diye merak edenleriniz de vardır eminim. Öncelikle her hafta düzenli olarak güncellediğimiz alanlar bulunmakta. Bunlardan ilki “Müzik” bölümü. Bu sayfada sadece MySpace’lilere özel, başka hiçbir yerde yayınlanmamış yerli/yabancı albümlere, kliplere ve şarkılara ulaşabilirsiniz. Düzenli takip edildiğinde müziksever için bulunmaz hint kumaşı. Bir diğeri “Video” sayfası. Buraya hem kendi videolarınızı yükleyebilir hem de yüklenen videoları izleyebilirsiniz. Bu arada çok eğlencelidir ki bilgisayarınıza bağlı bir webcam var ise kendinizi çekerken, anında MySpace’e de yükleyebilirsiniz. Ve son olarak www.myspace.com/myspaceturkiye adresi. Burası MySpace Türkiye’nin ana sayfası. MySpace ile ilgili son gelişmeleri, fırsatları, MySpace’in de dahil olduğu etkinlikleri hem buradaki blog’dan hem de etkinlik başlğından takip edebilirsiniz. Bu renkli dünyanın kapıları herkese açık. Bu arada söylemeliyim ki Tom’u tanımıyoruz!(Evet çok sorulan sorulardan birisi ☺ ) Ve son olarak biz MySpace’deyiz, peki ya sen neredesin?

İpek ATCAN
UNIQ - Aralık 2008

-MYSPACE TÜRKİYE-


Türk MySpace ile tanışın!

Amerika'nın ve Avrupa'nın en çok kullanılan çok uluslu "sosyal ağ"ı MySpace artık Türkiye'de ve Türkçe!

Facebook çılgınlığı almış başını yürüyor olabilir fakat gerek videoları, gerek müziğe rahatça ulaşım sağlaması, gerekse de kullanıcılarına yeni 'arkadaşlıklar' kurma imkanı sunması açısından MySpace, hala web'in bir numaralı sosyal ağı olarak işlevini sürdürüyor. Dünyanın dört bir yanından gelen milyonlarca üyesiyle site, farklı dillerde 30 adet lokal ağa sahip. Bu da kullanıcılarının bu ağı, kendi dilleri üzerinden rahatça kullanabilmesine olanak sağlıyor. MySpace'in bu nimetinden son olarak Türkiye de faydalanabilecek.

Eminiz dikkatinizi çekmiştir: Mor ve ötesi, Yalın ve Yasemin Mori reklamları ile başlayan 'Türkçeleşme' artık tüm siteyi kapsıyor. MySpace üzerinde 50 milyon kadar müzisyenin profili bulunuyor. Türkiye'de ise bu sayı on binlere ulaşmış durumda. MySpace'in temel amacı -ve siteyi türevlerinden ayıran en önemli özelliklerden biri- müzik gruplarını ve sanatçıları fanlarıyla yakınlaştırıyor olması. MySpace Türkiye Pazarlama Direktörü Aylin Şavkan bu konuyla ilgili olarak "Türkiye'de de amaçladığımız şey tüm dünyada olduğu gibi işlerini ilk olarak MySpace'de sevenleriyle paylaşmayı arzulayan sanatçılarla yakın temasta olmak ki bunu yapıyoruz. Çünkü site kullanıcıları beğendikleri şeyi bir başkasına öneriyor ve bu sayede çok dağa hızlı şekilde popülerliğe ulaşılıyor," şeklinde konuşuyor.

Sitenin bir diğer özelliği ise en iyi video paylaşım sitelerinden biri olan MySpace TV. Her gün hemen hemen 70 bin video buraya upload ediliyor ve her ay 500 milyondan fazla hit alıyor. Global videoların yanı sıra Türkiye'de de her gün binlerce video siteye upload ediliyor. MySpace TV'de daha çok Türkçe videoya ulaşmak mümkün olacak. Ayrıca video listeleri de Türkçe ağırlıklı olacak. Videoların yanı sıra FX, FOXLIFE, BBC, Fashion TV gibi kanalların programlarına ve ayrıca NME ve Sports Illustrated gibi dergilerin kanallarına da ulaşabiliyorsunuz. Yakın zamanda bazı lokal kanallarla anlaşılması da an meselesi gibi gözüküyor.

Bunların yanı sıra MySpace dünya genelinde müzik organizasyonları ve özel konserler de düzenleyen bir oluşum. Birçok organizasyonda da sponsor olarak yer alıyor. Kısa süre önce gerçekleştirilen Masstival ve Electronica gibi festivallerde MySpace Türkiye kullanıcıları ile buluşma fırsatı buldu."Müzik festivalleri kullanıcı profilimize yakınlaşmak adına bizim için en ideal yer. Festivallerde sadece gerekli sayılabilecek yaygıları, glowstickleri dağıtmıyoruz. Bunların yanı sıra insanlara MySpace'in henüz keşfedemedikleri yeniliklerini de gösteriyoruz," diyor Aylin Şavkan ve önümüzdeki günlerde daha birçok festivalde yine kullanıcılar ile buluşacaklarını ekliyor.

Artık sevdiğimiz birçok sanatçının yeni şarkılarını albüm öncesi dinleme şerefine, kliplerini TV ekranlarında dönmeden izleme şansına bir adım daha yakınız. Hepsinin yanı sıra bu sosyal ağı artık kendi dilimizde kullanabileceğiz. Hal böyle olunca bu kadar çok içeriğe ve enteresan kullanıcılara sahip olan bu sitenin ortalama bir kullanıcısının ayda 242 dk'sını MySpace başında geçirmesine şaşırmamak lazım sanırım. Bunun bağımlısını da siz düşünün...

İpek ATCAN
Rolling Stone - Ağustos 2008

6 Aralık 2008 Cumartesi

-100 Derece-


Ve Karşınızda 100 Derece
2005 Yılı’nda çıkardıkları ‘Kahpe Felek’ adlı albümlerinden bu yana uzun süredir sessiz olan 100 Derece, “Güneşin Oğlu” filminin soundtrack’i ile yine gündemde. Filmin seti de sayılan Baykuş Cihangir’de hem soundtrack hakkında hem de önümüzdeki dönemdeki planları hakkında hoş bir sohbet gerçekleştirdik.

2005’te bir albüm çıkardınız ve oldukça uzun bir ara verdiniz. Bu ara süresince neler yaptınız?
Barış: Askerlik yaptık. Yeni albümün demolarını hazırladık ve ufak bir kadro değişikliği geçirdik. Ve bunlar haricinde de bir film müziği yaptık.
Onur’un gruba dahil oluşu nasıl gerçekleşti?
O: Benim bir punk grubum vardı ve konserlere hep 100derece cover’lardık. “Sabret” ile başlardık. Yine bir gün çalarken bir baktık Barış’la Uluç geldi, rüya görüyoruz zannettik. “Sabret” bittikten sonra da hemen “Napolyon” çaldık. Ardından da zaten olaylar gelişti.
Uluç: Ben de “Barış bak bizim parçayı cover’lıyorlar” diyordum :)
B: Parçayı bir yerden biliyorum diyordum kendi kendime. Ama bizim olduğunu anlayamadım.
Şuan en çok gündemde olan konunuz tabii ki Haluk Bilginer ve Özgü Namal’ın oynadığı ‘Güneşin Oğlu’ adlı filmin soundtrack’i. Nasıl gelişti bu mevzu?
B: Filmin yönetmeni Onur Ünlü albümümüzü dinlemiş. “Kahpe Felek” parçasını çok beğenmiş ve oradan yola çıkıldı. Şarkının sözleri de sanki film için yazılmış gibi bir espri oldu. Onun üzerine bu tatta parçalar yakalayabilir miyiz diye bir teklif geldi. Biz de neden olmasın diye düşünerek o parça üzerinden yürüdük. Filimin senaryosunu alıp okuduk hep beraber. Onun üzerinden birkaç şey çıkardık. Karakter üzerinden, filmin genel temasından birkaç eskiz yaptık ve hemen işe koyulduk. Üretim safhası biraz hızlı ve yoğun oldu. Heyecanlı oldu, güzel oldu. Senaryo çok güzel ve zevkli aynı zamanda da baya eğlenceli ve komik. Bizim müziğimiz de mizah ve ironi üzerine kurulu söz aldatmacaları ile dolu. Film de buna uygun bir film olduğu için paralel ilerledi.
Onur: Açıkcası ben gruba katıldıktan 3-4 ay sonra şarkıları oluşturduk ve çaldık.
B: Bizim için de çok yeni bir tecrübeydi film müziği yapmak. Birçok parça çıkardık ama sonra onları da eleyerek birkaçın üzerine yoğunlaştık. Devamında da prova, prova ve prova. Bir de benim film çekilirken filmin setinde olma gibi br şansım oldu. Oyuncuları, karakterli görmek ve o atmosferi yaşamak ayrı bir artı oldu müziği yaparken.
Sountrack’te kaç parçanız bulunuyor?
B: “Kahpe Felek” var albümden. “Rüzgar Hep Aynı Esmez”in enstrümantal versiyonu var.
O: Yeni olarak da “Mavra” diye film için yazdığımız bir parça var.
B: Özgü Namal ile birlikte de Fransız bir parça var cover, “Çapkın Kız” diye.
Özgü Namal ile çalışmak nasıldı, ne düşünüyorsunuz bu konuda?
B: Sanatın başka kolundan bir insan ile ilk defa çalışıyoruz. Sonuçta çok başarılı bir oyuncu kendisi. Daha çok bir heyecan vardı aslında çalışmada, aramızdaki elektrik nasıl olacak filan diye. Ama daha ilk provada olay tamamdı, gayet güzel söyledi. O da çalışmış evde; sözler, vokaller filan. Bu arada şarkının sözleri Ülkü Aker’e ait. Hatta bu şarkıyı eskiden de Gönül Yazar cover’lamış. Biz de kendimize göre yorumlayarak çok güzel bir iş çıkardık.
Peki önümüzdeki günler için neler planlıyorsunuz? Albüm olsun konser olsun?
B: Filmdeki “Mavra” parçasına bir klip çekilecek. Ardından bizim iki tane yeni single’ımız var. “Alacakaranlık” ve “Anlamak Lazım” isimli. Yılbaşından sonra onlara da klip çekmeyi düşünüyoruz. Bol bol da konser vermeyi düşünüyoruz tabii ki. 2009 sonu gibi de albüm düşünüyoruz. Parçalar çoktan hazır diyebilirim, çok fazla parça birikti. Biz de biran önce onu sevenlerle, dinleyicilerle paylaşmak istiyoruz. En yakın 5 Aralık’ta Kemancı’da konserimiz var.
Hani hep verilen aralarda müzisyenleri bir takım başka müzisyenler etkiler ve yön verir onlara. Bu ara dönemde sizler de birilerinden etkilendiniz mi ya da müziğinizde bir değişim yaşandı mı? Yoksa hala eski 100derece misiniz?
B: Gelişim ve değişim kaçınılmaz aslında. Hepimizin dinlediği farklı yeni şeyler var.
O: Son şarkılarımızda biraz country, rockabilly etkileşimleri var. İlk albüm daha ska’ydı ama bu ikinci albüm daha rock’n roll.
B: Reggea esintileri de var.
Son olarak 100derece üyelerinin 24 saati nasıl geçiyor?
B: Ben çalışıyorum. Arada bir içiyorum, sonra müzik dinliyor ve yeni şarkılar yapıyorum.
U: Ben spor yapıyorum, yüzüyorum, çizim yapıyorum 3D ve playstation oynuyorum.
O: Benim ise okul, iş ve 100 derece 

İpek ATCAN
Blue Jean - Aralık 2008

-SUGABABES-


DİKKATLER YİNE SUGABABES’İN ÜZERİNDE!
1998 senesinde Keisha Buchanan, Mutya Buena ve Siobhan Donaghy kurulan Sugababes, bolca gerçekleşen eleman değişiklikleri, yaptıkları hit parçalar ve gerek grupça gerekse bireysel olarak yaptıkları düetlerle kendilerinden oldukça söz ettirdiler. Şimdi de yeni albümleri “Catfights and Spotlights" ile isimlerinden yine oldukça söz ettireceğe benzetiyorlar.
Platin Plaklarla Dolu Bir Kariyer…
2000 Yılı’nda çıkardıkları ilk albüm “One Touch” ile 107,000 satan Sugababes, bu albümle altın plak almayı başarmıştı. Artık başarı mı başlarını dönürdü bilinmez bu ilk albüm sonrası gruptan ayrılan ilk isim Siobhan Donaghy oldu ve yerine Heidi Range geldi. Bu eleman değişikliği sonrasında 2. albümleri “Angels With Dirty Faces”ı kaydettiler ve İngiltere listelerinde 2 numaraya yerleştiler. Ve bu albümle de 3 kez platin plak aldılar. “Freak Like Me” ile İngiltere Müzik ödüllerinden “En iyi Dans Perfromansı” ödülünü alan grup, tüm Avrupa’da da tanınan bir grup haline gelmeyi de bu sayede başardı. 2003 Yılı’nda 3. albüm “Three”yi yayınlayan Sugababes, bu albümle İngiltere listelerinde 3 numara olurken, albüm 700,000’lik bir satış yakaladı ve 2 kez platin plak aldı. Platin plakların ardı arkası kesilmezken 2005 Yılı’nda “Taller In More Ways” adındaki 4. albümünü çıkartan Sugababes, bu albümle hem İngiltere listelerinde 1 numara oldu hem de 2 platin plak daha aldı. Aralık 2005’te gruptan ayrılma kararı alan Mutya Buena yerine de kadroya Amelle Berrabah’ı dahil eden grup bugünkü son halini aldı. Çekirdek kadrodan yalnızca bir kişinin kalmış olması her ne kadar bana her zaman garip gelmiş olsa ve nasıl olacak da tekrar olacak dedirtse de 2 yıllık aradan sonra 2007 Yılı’nda çıkardıkları “Change” albümü ile tekrardan İngiltere’de bir numaraya yerleşmeyi başardılar…
Catfights and Spotlights
Grubun altıncı stüdyo albümü olan "Catfights and Spotlights" Ekim 2008'de İngiltere’de piyasaya sürüldü ve ilk single "Girls" parçası seçildi. Hatta Aralık ayında yayınlayacakları ikinci single’ları da şimdiden belli: “No Can Do”. Toplam 15 şarkıdan oluşan albümde 12 şarkının yanı sıra 3 tane de bonus parça bulunuyor. Bunlardan biri çok sevilen “About You Now” parçalarının akustik versiyonu. Bir diğeri Taio Curz ile duet yaptıkları “She’s Like A Star” parçası ve son olarak da “Girls”ün farklı düzenlenmiş hali. Sugababes yine ortalığı kasıp kavuracağa, listelerde zirveye oynayacağa benziyor.

İpek ATCAN
Blue Jean - Aralık 2008