24 Nisan 2009 Cuma

METRO FM



Evde, okulda, arabada, yolda her an seslerini duyuyor çaldıkları parçalara eşlik ediyor ve bize arkadaşlık etmelerine izin veriyoruz. Radyoculardan bahsediyorum…

Hem radyoculuğu merak edenler, hem de “kime ait bu sesler?” diyenler için Metro FM’i ziyaret ettim. Hepsi birbirinden tatlı, birbirinden enerjik dört DJ; Büşra, Banu, Tolga ve Mustafa. Metro FM onlar için sadece iş yeri değil, aynı zamanda ikinci evleri. Zannetmeyin ki sadece dinlediğiniz programlar süresince radyodalar, genelde eve gitmektense vakitlerini radyoda geçirip, sizler için hep daha iyisini hazırlamaya çalışıyorlar. Evleri gibi görmelerine de şaşmamak lazım, gerçekten de vakit geçirilesi bir yer ve oldukça eğlenceli bir ekip. Ama söylemeden geçemeyeceğim; radyoculuk zor bir meslek… Ki ben çok konuşurum ama bu gerçekten ayrı bir boyut. Müzik çalan süreler hariç bir anı bile sessiz bırakmadan kendi kendinize bir odada konuşuyorsunuz. Ama anladım ki işin sırrı karşınızdaki insanları hayal etmek. Bunu anladıktan sonra delilik sınırına bir adım kala durmuş oluyorsunuz :) Son olarak Metro FM herkese açık! Bu meslek ile ilgileniyorsanız, radyoculuk hayallerinizi süslüyorsa mutlaka Metro FM ile irtibata geçin ve bu şansı değerlendirin.

Büşra Yıldırım (Yaş: 22)
Yayın Saatleri: Hafta içi 10:00 – 14:00 Feel The Energy / Cumartesi 12:00 – 16:00 / Pazar 17:00 – 20:00 Voice Track
En sevdiği sanatçı: Kanye West

Metro Fm Eşittir Eğlence!

Metro FM benim için yabancı müzik olarak ilktir, okuldayken filan hep dinlerdim. Burada bir şekilde büyüyorsun. Gerek müzikleri, gerek yayıncıları ile… İnsan burada kendini bulduğu zaman prensesler ülkesinde gibi oluyor.
Radyocu olmak isteyenlere tavsiye: Önemli olan bu mesleği çok sevmek. Hepimiz bu işe bir aşk ile başlıyoruz. Herkes buna ikinci bir iş olarak bakıyor ama radyoculuk burada bulunan herkesin birinci mesleği. Zaten ben aynı anda başka mesleğin de yapılmasına karşıyım. Böyle düşündükten sonra gerisi geliyor. Tabii eğitim de var bunun içinde. Düzgün konuşmak gerekiyor, bu da zamanla yerine oturuyor zaten. Kendini geliştirmek ve araştırmacı olmak çok önemli. Ben liseden itibaren bu konu üzerine gittim, İletişim lisesinde okudum ve hala da üniversitede radyoculuk okumaktayım.

Banu Candemir (Yaş: 26)
Yayın Saatleri: Hafta içi 14:00 – 18:00 Dj Mermaid / Cumartesi 20:00 – 22:00 Metro FM Hit List / Pazar 16:00 – 17:00 World Wide Countdown
En sevdiği sanatçı: Justin Timberlake

İkinci Evim!

Son altı aydır DJ’lik dışında Müzik Direktörlüğü’nü de üstlendim Metro Fm’de. Tüm müzik akışı ile ben ilgileniyorum. Burası ikinci evim diyebilirim, hayatımdaki pek çok şeyden daha önemli benim için. Özellikle Müzik Direktörü olduktan sonra hayatım tamamen burada geçiyor. Ben küçükken Metro FM dinlerken neler hissettiğimi ve nelerden keyif aldığımı düşünüyorum, akışa yön verirken de bunları baz alıyorum. Şarkılar popüler olunca radyolar her zaman çalar ama bunlardan farklı olarak ne yapabiliriz diye bol bol düşünen biriyim.
Radyocu olmak isteyenlere tavsiye: Üniversitede ne yapsam diye düşünüyordum, radyoculuğa karşı da heyecan duyuyordum. Hatta 23 Nisan özel programında mikrofon başına geçtiğimde çok heyecanlanmıştım. Devam etmek istiyordum, sonra bir fırsat yarattım kendime; hem yeni çevreler edinmek, hem biraz para kazanmak için. Daha sonra da bu işe başlayınca fark ettim ki bu bir iş, hobi değil. Biz bu mesleği yapan insanlar olarak diyoruz ki, “Gelin, olun!”. Pek çok üniversite mezunundan çok daha fazla para kazanıyoruz. Biraz şansımızı zorlamalıyız ve biraz da kendimizi eğitmeliyiz. Çok nadirdir bu eğitimi alıp bu mesleğe başlayan. Özellikle bir bayan için çok ideal bir meslek, programınızı yapın ve evinize gidin. Ayrıca sorumluluk gerektiren bir iş. Çünkü Türkiye’ye konuşuyorsunuz.

Mustafa Kemal Pehlivan (Yaş: 30)
Yayın Saatleri: Hafta içi 06:00 – 10:00 The Big Man Show / Cumartesi 08:00 – 12:00 The Big Man Show Best Of
En sevdiği sanatçı: Duffy

Burası Oyun Parkı!

Sabah dört buçukta kalkıp buraya geliyorum. Buradakiler de benim ailemin bir parçası. Hatta sevgilimden daha çok Tolga’yı görüyorum (gülüşmeler). Radyoculuğa ilk başladığımızda birkaç tane büyük radyo vardı ve bunlardan bir tanesi de Metro FM’di. İlk başladığımda keyif için yapıyordum bu işi, sonradan bir şey oldu ve hayat beni buraya getirdi.
Radyocu olmak isteyenlere tavsiye: Biz “Big Man”de “Yavru Kaplanlar” diye bir proje yaptık ve hala devam etmekte. Kapımız her zaman açık demek bu. Staj yapmak isteyen herkes “The Big Man Morning Show” ekibinin bir parçası oluyor ve bir haftalarını bizimle geçirip, stüdyo tozu yutuyorlar. Korkmamak gerekiyor. Mesela bir keresinde ben başka bir radyodayken programın tam ortasında “ne yapıyorum ben?” dedim ve çıkıp gittim. Duvara bakıp kendi kendine eğleniyorsun kolay değil ama alışılıyor. “Bu eğitimi almadım nasıl olacak?” sorusu herkes tarafından soruluyor ama şöyle söyleyeyim ben heykeltıraşım, akademiden mezun oldum. Bir restauranta yemek yemek için gittim, karşısında da radyo vardı, “aa ne güzelmiş” dedim ve sonrasında da oldu. 15 yıldır da kurtulamıyorum bir türlü. Radyoculukla beraber okuluna ve başka işe devam edebilirsin ama bir noktada seçim yapmak zorunda kalacaksın. Bizler buradayız ve elinizden tutmak istiyoruz, yapmanız gereken tek şey bize ulaşmak. Arayın ve konuşalım.

Tolga Pozam (Yaş: 29)
Yayın Saatleri: Hafta içi 18:00 – 22:00 The Drive Time Show / Cumartesi 16:00 – 18:00 / Pazar 12:00 – 16:00 Sunday Hits
En sevdiği sanatçı: Duffy

Keyif!
Yedi aydır buradayım ancak on bir yıllık bir radyoculuk geçmişim var. Burası bir şekilde ikinci evimiz oldu ve hayatı burada yaşıyoruz. Dinleyici için hayatın ve eğlencenin bulunabileceği bir radyo istasyonu. Gençken Metro FM dinlerdim ve günün birinde bu eğlencenin içerisinde insanın kendisini bulması ve katkıda bulunması ayrı bir keyif.

Radyocu olmak isteyenlere tavsiye:
Dokuz yaşından beri ne yapmak istediğimi biliyorum. Konuşmayı ve eğlendirmeyi seviyorum. Kolay bir meslek değil, yani en azından çıkıp da “merhaba” demek kolay bir şey değil. Mesela yanımıza gelip yayınlara katılan dinleyiciler “aa süper kolay gözüküyor” diye bakıyorlar. Mikrofonu açıp “al konuş” diyorum, kalıyorlar. Bu ufaklıktan gelen, içten gelen bir şey. Bunun bir okulu yok, radyoya girdikten sonra radyoculuğu öğreniyorsunuz. Bu işte usta – çırak ilişkisi vardır. Hepimiz bir şekilde ustaların yanında öğrendik bu işi. Ve bir zaman sonra senin sıran geliyor ve çıkıp sen yapıyorsun program. Mesela benim ilk yayınlarım iğrençtir. Çalışmak, okumak, dinlemek lazım, hayatın içinden olmalısınız. Çünkü milyonlar ile bir şey paylaşıyorsunuz, boş konuşulmamalı. Bu enteresan bir şey, hep derim herhangi bir kişiyi bir odaya koy ve dört saat konuş de; o delidir. Ama önüne mikrofon koy, o zaman DJ’dir.

İpek ATCAN
Blue Jean - Nisan 2009

Hiç yorum yok: